Merhaba Ahmet Bey sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Merhabalar; 07.04.1989 yılında bir Cuma sabahı Ramazan bayramında dünyaya gelmişim.
Kocaeli / İzmit doğumluyum. Şehrimi çok seviyorum.
Açıkça söylemem gerekirse beni biraz tanıyamazsınız.
Çünkü çok karmaşık bir geçmişim var. 1999 Marmara depremi vs...
Ancak eğlenceli bir makale olsun istiyorum; kısaca bahsedeyim…
2011 yılında Kocaeli Üniversitesi Turizm ve Otel işletmeciliği bölümünden mezun oldum.
Gezmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi sevdiğim için bu bölümü seçtim.
Kısacası turizme elimi verdim kolumu kaptırdım.
Hayvanlara karşı çocukluğumdan beri hep ayrı bir sevgim ve saygım olmuştur.
İlk olarak iki ufak Japon balığıyla başladı her şey daha sonra iki muhabbet kuşum oldu ve
daha sonra iki tane de Cennet papağanım oldu.
Dikkat ederseniz hep iki iki gidiyorum.
Büyüdüğüm mahallede sokak köpekleriyle çok ilgiliydim,
ilkokulda harçlığımla onlara süt alır, beslerdim ve bir gün köpek sahibi olmakta hayalimdi…
Şartlar müsait olduğunda bir kış günü Çilek ’i odamda gördüm.
Dünyanın en güzel süpriziydi bana…
Çilek hediye olarak geldi bize.
Aslında mantıken düşünüldüğünde bu tarz bir hediye hiç doğru değil.
Çünkü o bir can ve süs eşyası gibi hediye edilmelerinden hiç hoşlanmıyorum ancak
Çilek ’i kabul etmeme gibi bir durumda söz konusu olamazdı.
Yeni oğlum Paşa ise 4 yaşında onuda yeni sahiplendim.
Yeni oğlum Paşa ise 4 yaşında onuda yeni sahiplendim.
İnternet üzerinden (Cemre Kozan ’ın yardımıyla) tanıştığım bir kişiyle irtibata geçerek sahiplendim.
Çok akıllı, sevecen ve uslu bir Golden Retriever.
Sahiplendiğim ailede el bebek gül bebek büyütmüşler Paşa’yı ,
ancak şartlar her zaman bu gidişata uygun olmayabiliyor.
Ama emin olabilirler ki Paşa’ya tüm sevgimi vermek için
Aslında uzun süre düşündüm…
" Başa çıkabilir miyim? "
diye ve tabiri caizse Paşa 'yı gördükten sonra yıldırım kararı vererek
Paşa’yı sahiplendim.
Aslında süreç çok basit ve akıcıydı.
Eski sahiplerinden gün aldım ve o gün geldiğinde gidip Paşa’yı sahiplendim.
Onlar için kolay olmadı, göz yaşları döküldü.
Bu durum Paşa’yı da etkiledi ancak şuan halinden memnun gibi gözüküyor.
Çok doğru bir karar verdiğimi ilk gün anladım.
Çünkü Paşa çok akıllı ve zeki bir köpek !
Maddi ve manevi zorlukları nelerdir?
Köpeklerim için yoğun iş tempomdan sıyrılıp
olabildiğince zaman ayırabiliyorum.
Hatta onlar biraz daha mutlu olsunlar diye
yaşadığım evi değiştirmeye bile karar verdim…
Benim için çok daha zor olacak çünkü şehir merkezine uzak,
ulaşım şartları şuanki evim kadar rahat değil ve tüm çevremden,
arkadaşlarımdan uzak kalacağım ancak en önemli iki dostumu ise daha mutlu edeceğim…
Mesela babam! İlk geldiği gün çileğe aylarca dokunmamıştı ve
sürekli Çilek ’i ev içinden uzaklaştırmak için elinden geleni yapmıştı
ancak şimdi Çilek olmadan o da yapamaz.
Her gün yemeğini - suyunu babam tazeler, yaşadığı alanın,
yattığı kulübenin rahatlığını ve güzelliğini babama borçluyum…
Manevi olarak pek zorluğu yok ancak kendilerini
mutsuz hissettikleri bir an olursa veya 1-2 gün ilgilenemediğim durumlar olursa ki
çok nadir aklım hep onlarda kalır. Bunun dışında her hangi bir sorun yok.
Maddi zorluğa gelince ise zorlandığım pek durum olmadı.
İlk aylar aşıları, mamaları, bakımı vs. biraz masraflıydı
ancak buda bizi fazla zorlamadı.
Şimdi ikinci köpeğim oldu ve masrafların biraz daha artacağın farkındayım
ancak içten ve samimiyetle söylüyorum;
gerekirse köpeklerim için aç kalırım…
Çilek ile bir çok anı yaşadım.
Genelde anılarımız trajikomik yönde ancak beni korkuttuğu anlarda oluyor tabi.
Köpeklerimizi istisnai durumlar dışında tasmayla dolaştırmaya karşıyım
çünkü onların tasmayla çekildikleri zaman ki nefes alışlarının zorlaşmasına,
öksürmelerine, çekiştirmelerine gerçekten dayanamıyorum.
Kendi boğazımda bir gariplik hissediyorum. Neyse...
Çilek genelde tasması olmadan dolaşır çok heyecanlı ve
hareketli bir köpek olduğu için farkında olmadan yola fırlayabiliyor,
pek işlek bir cadde olmasada bu durum beni çok korkutuyor.
Neyse birde komik bir hikayem var, bir gün bir cafeye gittik.
Çilek yine tasmasız ve sessiz sakin yanımda oturuyor.
Cafeninde yarısı dolu, karşı masadaki çiftin pizzasını
gözüne kestirdi; yerinden kalktı gitti.
Önlerinde iki saniye bekledi.
Ben hayır demeye kalmadan...
Masadaki tabaktan orta boy pizzayı tek hamleyle alarak
(Çalarak) midesine indirdi !!!
Bu olay beni çok utandırmıştı ve resmen kızarmıştım.
Neyse ki genç çift anlayışlı çıktı ve anlayışla karşıladılar ve
onlara bir pizza borcum oldu. (O günden sonra pizza parası ödememek
için birdaha hiç o kafeye gitmedim )
Dişi köpek ile erkek köpek arasındaki farkları gayet iyi biliyorsunuz,
köpek sahiplenecek kişilere öneriniz ne olurdu?
Bende durumlar tam farklı desek!
Dişi köpeğim erkek, erkek köpeğim ise dişi gibi
Çilek çok hareketli yaramaz ancak bir o kadar da sadıktır.
Paşa ilk izlenimlerime ve anlattıklarına göre gayet uysal, itaatkar,
yerine göre de bir o kadar oyuncudur.
Genel olarak bakıldığında dişi veya erkek diye ayırmaktan ziyade
Genel olarak bakıldığında dişi veya erkek diye ayırmaktan ziyade
köpeğimizi yetiştirme şeklimiz önemli ve de şu bir gerçektir ki
köpekler gerçekten sahibine benziyor.
Açıkçası Çilek ’te benim gibi biraz dengesiz
Ancak ayırt etmek gibi olmasın, bekli de bunda Çilek ’in etkisi biraz
büyük kesinlikle ilk köpek sahiplenceklere dişi köpek tavsiye ederim.
Sizin gibi duyarlı hayvan severler bulmak gerçekten zor.
Sizi tebrik ederiz. Sağlık ve kolaylık diliyoruz.
Ben teşekkür ediyorum.
Sizin gibi duyarlı ve hayvan sever biriyle tanışıp bilgi alışverişinde
bulunmakta gerçekten güzel bir şey.
Her şey için teşekkür ederim.
Sağlıcakla kalın…